Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Nazım Hikmet - Tahir ile Zühre Meselesi

Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil, bütün iş Tahirle Zühre olabilmekte yani yürekte. Meselâ bir barikatta dövüşerek meselâ kuzey kutbunu keşfe giderken meselâ denerken damarlarında bir serumu ölmek ayıp olur mu? Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil. Seversin dünyayı doludizgin ama o bunun farkında değildir ayrılmak istemezsin dünyadan ama o senden ayrılacak yani sen elmayı seviyorsun diye elmanın da seni sevmesi şart mı? Yani Tahiri Zühre sevmeseydi artık yahut hiç sevmeseydi Tahir ne kaybederdi Tahirliğinden? Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil..

Can Yücel - Kim Özlerdi Avuç İçlerinin Kokusunu

O kadar da önemli değildir bırakıp gitmeler, arkalarında doldurulması mümkün olmayan boşluklar bırakılmasaydı eğer. Dayanılması o kadar da zor değildir, büyük ayrılıklar bile, en güzel yerde başlatılsaydı eğer. Utanılacak bir şey değildir ağlamak, yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı eğer. Yüz kızartıcı bir suç değildir hırsızlık, çalınan birinin kalbiyse eğer. Korkulacak bir yanı yoktur aşkların, insan bütün derilerden soyunabilseydi eğer. O kadar da yürek burkmazdı alışılmış bir ses, hiçbir zaman duyulmasaydı eğer. Daha çabuk unutulurdu belki su sızdırmayan sarılmalar, kara sevdayla sarıp sarmalanmasalardı eğer. Belirsizliğe yelken açardı iri ela gözler zamanla, öylesine delice bakmasalardı eğer. Çabuk unutulurdu ıslak bir öpücüğün yakıcı tadı belki de, kalp, göğüs kafesine o kadar yüklenmeseydi eğer. Yerini başka şeyler alabilirdi uzun gece sohbetlerinin, son sigara yudum yudum paylaşılmasaydı eğer. Düşlere bile kar yağmazdı hiçbir zaman, meydan savaşlarında korkular, aşkı a...

Caner Yaman - Sonrası Yok

Gidiyorsun madem… İyi çiğne bu aşkı, boğazında kalmasın, yüreğine oturmasın… Kalem çekmeyi unutma gözlerine, bakışların yüzüme işlesin iyice. Sen titrek ellerle dövme yapar gibi işle tenime öncesi hiç, sonrası yok olanı. Tenimden çıkamasın yokluğun… Sanki hiç olmamıştı. San ki şimdi başladı… Kolay iyileşmez iyi niyetinden vurulanlar… Öncesi olmayan hikayelerin toplamıdır hayatlarımız. Bıçağı en sevdiklerin vurabilir en derine, gerisi sıyırabilir ancak… Başka gülüşler değmiş senin yüzüne, sen bence git artık. Ve kim öperse öpsün geçmiyor artık… Gitti… Bütün sesleri sustu yeryüzünün, gülümsemelerin yerini asık suratlar aldı, akşam ezanıyla dönmedi çocuklar evlerine… Gitti… Sadece ben değil, bütün dünya bakakaldı sanki ardından… Özünden düşmüşsün sen, gözümden düşmüşsün çok mu? En iyi sen tanırsın beni, en kolay da sen gittin benden… Şiir yazmak kesmiyor, küfür lazım yokluğuna.

Birlikte Ayaktayız, Ayrılırsak Yıkılırız

‘’Bak buraya bir dokunuş bırakıyorum’’ demiştim elimi kalbine götürüp. ‘’Buraya başka kimsenin bırakamayacağı saflıkta, hayalimin de ötesinde berrak sudan çıkmış, içi sadece sevgi dolu bir dokunuş bırakıyorum. Kimsenin bilmediği, kimsenin duymadığı, sadece sana ait, yüreğimden sana kaçmış haylaz ama sevimli bir dokunuş. Gittiğin her yerde yanında olacak bir dokunuş, bir mühür bırakıyorum sana. Sen ve ben bileceğiz bunu ve asla unutmayacağız. Unutursak kaybederiz…’’

Bana Neleri Öğrettiğini Biliyor musun?

Sen bana neleri öğrettiğini biliyor musun? İnsanın terk edildiğinde değil, unutulduğunda yalnızlaştığını ve unutulmanın insanoğluna verilmiş en büyük ceza olduğunu… insanı asıl yalnızlaştıranın, uzağındayken unutulmak değil, yakınındayken hatırlanmamak olduğunu… Sen bana neleri öğrettiğini biliyor musun? Başkalarının gözlerindeki ışığı görebilmemiz için, önce kendi gözlerimizdeki karanlığı aydınlatmamız gerektiğini. Ön yargıların insan ruhunun felçli yanı olduğunu. En çok önyargı sahibi insanların, “benim kesinlikle önyargılarım yoktur!” diyen insanlar olduğunu… yanılgı, yenilgi ve pişmanlık doğurduğunu… özgün düşünceye pranga vurduğunu… insanın  kendinden ne kadar eminse, yanılmaya da o kadar yatkın olduğunu ve insanları yargılamanın, onları sevmeye engel olduğunu… Ama en çok; insanın, tanrının kendisine bahşettiği mükemmelliği bozmayacak kadar mükemmel olmadığını öğrettin… Rüyalarında ve masallarında başka başka hayal dünyalarının tadını çıkaranlar, bunun bedelini uyandıklarında ...

Benimle Hiç Olur musun?

Kalır gibi gidişlerini izledim önce, sonra gider gibi kalışlarını… Ve anladım ki ne sen gidebiliyorsun ne ben kalabiliyorum. Öyle bir hayat yaşıyoruz ki şimdi; ağlamak gülmenin mahkumu, gülmek  ağlamanın gardiyanı gibi sanki… Ve anladım ki ne seninle ağlayabiliyorum, ne de sensiz gülebiliyorum. Belki de sen aşka aşıktın, ben üstüme alındım bilmiyorum. Bir gün gerçekten seni terk edebilecek miyim onu da bilmiyorum. Üzerine sinen benin kokusunu duymadan yaşayabilecek misin?.. Çünkü, senden geriye sadece sen kalana dek terk edilmiş olmuyorsun. İnsan yaşadığı anın değerini yaşadıklarından ötürü değil, neler yaşayacağını bilmediğinden ötürü bilmez. Seni çok seviyorum; bir gün seni terk etme gücümü kendimde bulup bulamayacağımı bilmeye bilmeye… Anlıyor musun? Gel “biz” olalım demek kolay… Benimle hiç olur musun?

Özdemir Asaf'tan 10 Güzel Şiir

1.  Aldanı-Aldatı Benim düşlerimin içinde O uyuyordu, duyuyordum. Ben bir uykusunda onun, Bir düş'ünde bulundum… Uyuyordu, duyuyordu, Avundum. Benim düşlerimin içinde O uyumuyordu, biliyordum. Ben ne bir uykusunda onun, Ne de bir düş'ünde bulundum… Bulunsaydım, Vururdum…. 2.  Adına Gece denize yanaştım O, sulardan geliyordu Duydum, ne iyi dedim… Baktım, O, bir gemide geçiyordu Bağırdım; Gel'siz, Gitme'siz. Döndüm çakıllara sordum; Siz kimdensiniz Dediler durandan, Bizi yakın edenden. Denizi sorguya çektim… Dedim; Görüyor musun yaşadığımı Yetinemedim. Tuttum yakaladım kendimi Getirdim gözlerinize serdim Durdum, size soruyorum; Yaşadığımı görüyor musunuz? Yaşadığımı görüyor musunuz? 3.  Adsız Şiirler Ben size ne yaptım Çağrı mı, armağan mı, ceza mı Ne vardı böyle karşıma geçecek Ben ne yazılar ne çizgiler yitirdim hatırlamadım Ne var ki sizinki onlar gibi gitmeyecek Artık olan oldu Gitmeniz gitmeseniz bir Ben de düş kursam da kurmasam da Aklıma...