Ana içeriğe atla

Bana Neleri Öğrettiğini Biliyor musun?

Sen bana neleri öğrettiğini biliyor musun? İnsanın terk edildiğinde değil, unutulduğunda yalnızlaştığını ve unutulmanın insanoğluna verilmiş en büyük ceza olduğunu… insanı asıl yalnızlaştıranın, uzağındayken unutulmak değil, yakınındayken hatırlanmamak olduğunu…
Sen bana neleri öğrettiğini biliyor musun? Başkalarının gözlerindeki ışığı görebilmemiz için, önce kendi gözlerimizdeki karanlığı aydınlatmamız gerektiğini. Ön yargıların insan ruhunun felçli yanı olduğunu. En çok önyargı sahibi insanların, “benim kesinlikle önyargılarım yoktur!” diyen insanlar olduğunu… yanılgı, yenilgi ve pişmanlık doğurduğunu… özgün düşünceye pranga vurduğunu… insanın  kendinden ne kadar eminse, yanılmaya da o kadar yatkın olduğunu ve insanları yargılamanın, onları sevmeye engel olduğunu…
Ama en çok; insanın, tanrının kendisine bahşettiği mükemmelliği bozmayacak kadar mükemmel olmadığını öğrettin…
Rüyalarında ve masallarında başka başka hayal dünyalarının tadını çıkaranlar, bunun bedelini uyandıklarında hala aynı dünyada olmanın tahammül edilemez hafifliği ile öder.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Cemal Süreyya - Öyle Uzaktan Seviyorum Seni

Uzaktan seviyorum seni! Kokunu alamadan, Boynuna sarılamadan. Yüzüne dokunamadan. Sadece seviyorum! Öyle uzaktan seviyorum seni! Elini tutmadan. Yüreğine dokunmadan. Gözlerinde dalıp dalıp gitmeden. Şu üç günlük sevdalara inat, Serserice değil adam gibi seviyorum. Öyle uzaktan seviyorum seni, Yanaklarına sızan iki damla yaşını silmeden. En çılgın kahkahalarına ortak olmadan. En sevdiğin şarkıyı beraber mırıldanmadan. Öyle uzaktan seviyorum seni! Kırmadan, Dökmeden, Parçalamadan, Üzmeden, Ağlatmadan uzaktan seviyorum. Öyle uzaktan seviyorum seni; Sana söylemek istediğim her kelimeyi, Dilimde parçalayarak seviyorum. Damla damla dökülürken kelimelerim, Masum beyaz bir kağıtta seviyorum.

Oğuz Atay - Albayım

Haklısınız albayım. Oturdu. Fakat, Allah kahretsin, insan anlatmak istiyor albayım; böyle budalaca bir özleme kapılıyor. Bir yandan da hiç konuşmak istemiyor. Tıpkı oyunlardaki gibi çelişik duyguların altında eziliyor. Fakat benim de sevmeye hakkım yok mu albayım? Yok. Peki albayım. Ben de susarım o zaman. Gecekondumda oturur, anlaşılmayı beklerim. Fakat albayım, adresimi bilmeden beni nasıl bulup anlayacaklar? Sorarım size: Nasıl? Kim bilecek benim insanlardan kaçtığımı? Ben ölmek istiyorum sayın albayım, ölmek. Bir yandan da göz ucuyla ölümümün nasıl karşılanacağını seyretmek istiyorum. Tehlikeli oyunlar oynamak istiyor insan; bir yandan da kılına zarar gelsin istemiyor.

Oğuz Atay Sözleri

Biz, çayın yalnızlığa iyi gelen tarafını da severiz. Avuçlarken ince belli bardağı, hücrelere kadar hissettiren sıcaklığında unuttuk yalnızlığı. Aklımdan çıkmıyor, aklım çıkıyor, o çıkmıyor Yalnızlığı çok seversek, bir gün o da çekip gider mi? Kelimeler,  albayım, bazı anlamlara gelmiyor. Fotoğraf çekilirken, nedense kendimizi gülümsemek zorunda hissediyoruz. Yani aslında ona bile mutluluk oyunu oynuyoruz Unutmadık Albay’ım vazgeçtik İyi şeyler birdenbire olur; bu kadar bekletmez insanı. Sürüncemede kalan heyecanlardan ancak kötü şeyler çıkar. Ya da hiçbir şey çıkmaz Kendini çözemeyen kişi kendi dışında hiçbir sorunu çözemez. Bazen ne yaparsan yap yaranamıyorsun. Ve yaranamadıkça yaralanıyorsun. Beni anlamıyorlardı. Zarar yok. Zaten beni, daha kimler anlamadı. Yalnız insanların kendi içinde başlayıp biten eğlenceleri vardır. Şu anda sana güzel bir söz söyleyebilmek için, on bin kitap okumuş olmayı isterdim, gene de az gelişmiş bir cümle söylemeden içim raha...